Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Secdeler Ve Son hal

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 43
Kayıt tarihi : 31/03/08

Secdeler Ve Son hal Empty
MesajKonu: Secdeler Ve Son hal   Secdeler Ve Son hal Icon_minitimeSalı Nis. 01, 2008 2:50 pm

Secdeler Ve Son hal 12km3

Secdenin Fazileti
* Rebî'a İbnu Ka'b el-Eslemî anlatıyor: "Ben Resülullah (s.a.v) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana: "Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben: "Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana: "Veya bundan başka birşey?" dedi. Ben: "Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim. "Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!" buyurdu."
* Ma'dan İbnu Ebî Talha el-Ya'merî (r.a) anlatıyor: "Resülullah (s.a.v)'ın azadlısı Sevbân (r.a)'a rastladım. Kendisine: "Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir."- Sevbân sükut etti. Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki: "Aynı şeyleri ben de Resülullah (s.a.v)a sormuştum. Bana şu cevabı vermişti: Çokça secde yapman gerekir. Zîra sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker." Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derdâ'ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevbân'ın bana söylediğinin aynısını söyledi."
Secdeden Kalkış
"Hz. Peygamber (s.a.v) tekbir getirerek secdeden başını kaldırırdı. "Nitekim namazını güzel kılmayan kimseye de böyle emretmiş ve şöyle buyurmuştu: Bir kimsenin namazı... secde etmedikçe ve bu secdede eklemleri rahatlamadıkça, sonra "Ellahu Ekber" deyip başını secdeden kaldırarak düzgün bir şekilde oturmadıkça tamam olmaz."
"Hz. Peygamber (s.a.v) zaman zaman bu tekbir ile birlikte ellerini yukarıya doğru kaldırırdı."
"Sonra sol ayağını yatırır ve rahat olacak şekilde onun üzerine otururdu. Nitekim namazını güzel kılmayan kimseye de böyle yapmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştu: Secdeye vardığın zaman, secdede kendine hakim ol. Secdeden kalkınca da sol uyluğunun üzerine otur."
"Hz. Peygamber, otururken sağ ayağını diker, parmaklarını da kıbleye doğru yöneltirdi."
Hz. Peygamber (s.a.v) bazen (iki secde arasında) ik'a oturuşu yapardı." (Topuktan ve ayaklarının ucu üzerine dik otururdu.)"
Namazda Ayağa Kalkarken Elleri Üzerine Dayanmak
"Hz. Peygamber (s.a.v) ikinci rekâta ellerini yere dayayarak kalkardı." "Ve hamur yoğurur gibi tutarak ellerinin üzerine dayanarak kalkardı." "Yine Hz. Peygamber (s.a.v) ikinci rekâta kalktığı zaman, "elhamdü lillah" ile başlar, sükût etmezdi."
Teşehhüd
* İbnu Mes'ud (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (s.a.v) bana, avucum avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'ân'dan süre öğretir gibi teşehhüd'ü öğretti." "Tahiyyât, tayyibât ve salavat Allah içindir. Ey Nebi, selam, AIlah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın sâlih kulları üzerine de olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resüludür."
Bir rivayette "Allah'ın sâlih kulları" ibaresinden sonra şöyle denmişftir: "Siz bu teşehhüdü yaptınız mı semâ ve arzdaki bütün sâlih kullara selam vermiş olursunuz."
* Bir diğer rivayette: "(Teşehhüdden) sonra dilediği senayı yapmakta muhayyerdir" denmiştir.
* Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...bize onları öğretirdi veya şu duâları bize teşehhüdü öğrettiği gibi öğretirdi:
"Allah'ım! Kalplerimizi birleştir, aramızdaki geçimsizliği düzelt. Bizi selâmet yollarına sevket, zulümâttan nüra kavuştur. Bizi, çirkinliklerin açık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, zevcelerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübârek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizi kabul et, sen rahimsin, tevbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şâkir, onlarla senâ edici, onları kabul edici kıl, onları (ağirette de nasib ederek) hakkımızda tamamla."
* Yine Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir" cümlesinden sonra şöyle denir: "Bunu söyledin veya şehadeti ifa ettin mi, namazını ifa ettin demektir. Kalkmak istersen kalk, oturmak istersen otur."
* İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayete göre şunu demiştir: "Teşehhüd'ün sessiz okunması sünnettir."
Ka’de (Oturma)
* Ali İbnu Abdirrahmân el-Mu'âvî anlatıyor: "Ben namazda çakıl taşlarını kurcalarken İbnu Ömer beni gördü. Namazdan çıkınca beni bundan nehyetti ve:
"Sen de Resülullah (s.a.v)'ın yaptığı gibi yap!" dedi. Ben:
"Resülullah (s.a.v) ne yapmıştı?" diye sordum. Ben:
"Namazda oturduğu zaman, efendimiz sağ avucunu sağ dizinin üzerine koyarak, bütün parmaklarını yumar, başparmağını takip eden parmağıyla da işarette bulunurdu. Sol avucunu da sol uyluğunun üstüne koyardı."
* Nesâî'nin Ali İbnu Abdirrahmân'dan kaydettiği bir rivayette der ki: "İbnu Ömer’in yanında namaz kıldım ve namazda çakılları alt üst ettim. Bana:
"Çakılları alt üst etme. Zîra çakılların çevrilmesi şeytan işidir. Sen de Resülullah'ın yaptığı gibi yap. Ben O'nun ne yaptığını gördüm" dedi. Ben:
"Resülullah'ın ne yaptığını gördün?" diye sordum.
"Şöyle' dedi ve sağ ayağını dikti, solunu yatırdı. Sağ elini sağ uyluğu üzerine, sol elini de sol uyluğu üzerine koydu. Şehadet parmağıyla da işaret etti."
Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Başparmağı takip eden parmağı ile kıbleye işaret etti, nazarlarını da ona dikti."
* İbnuz-Zübeyr anlatıyor: "Resülullah (s.a.v) namazda oturunca, sol ayağını (sağ) uyluğunun ve bacağının altına koyar, sağ ayağını da yere döşerdi."
* Yine İbnu'z-Zübeyr (r.a) anlatıyor: "Resülullah (s.a.v) (namazda oturur vaziyette iken), duâ edince, hareket ettirmeksizin parmağıyla işaret yapar, bu vaziyette duâ (teşehhüd) okurdu. Sol eliyle de sol uyluğunun üzerine dayanırdı."
Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Gözü de işaretinden ayrılmazdı."
* Vâil İbnu Hucr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sol ayağını yere yaydı, elini sol uyluğunun üzerine koydu, sağ ayağını da dikti."
* Nesâî'nin bir rivayetinde: "Kollarını, uyluklarının üzerine koydu. Şehadet parmağıyla işaret ederek duâ ediyordu (teşehhüdü okuyordu)."
* Ebü Ya'für (r.a) diyor ki: "Mus'ab İbnu Sa'd İbnu Ebî Vakkâs'ın şöyle söylediğini işittim: "Babamın yanında namaz kılmış, namazda avuçlarımı iç içe kavuşturup uyluklarımın arasına koymuştum. Babam bu tarzdan beni men' etti ve:
"Biz de bir ara böyle yapmıştık. Ondan nehyedildik ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koymakla emrolunduk" dedi."
* Âsım İbnu Küleyb el-şermî an ebihi an ceddihî -ki ismi de Şihâb İbnu'l-Mecnün'dur- der ki: "Resülullah (s.a.v)'ın huzuruna girdim, namaz kılıyordu. Sol elini sol uyluğunun üzerine koymuş, sağ elini de sağ uyluğunun üzerine koymuş idi. (Sağ elin) parmakları hep yumuk, sadece işaret parmağı açıktı. Şöyle duâ ediyordu:
"Ey kalbleri döndüren Allah'ım, kaIbimi dînin üzerine sabit kıl."
* Nesâi deki rivayette şu ziyade var: "Namazın sona erdiği rek'atte sol ayağını geride bırakmış ve uyluk kemiğine dayanarak oturmuş, sonra da selam vermişti."
Yine Nesâi'nin bir diğer rivayetinde şu ziyade var: "Şehadet parmağını kaldırmış ve onu hafif eğmiş (vaziyette teşehhüdü okuyordu)."
*- Abdullah İbnu Abdillah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: "İbnu Ömer namazda oturunca bağdaş kurardı. Aynı şeyi ben de yaptım. O sırada yaşım gençti. Beni bundan nehyetti. Ve dedi ki:
"Namazın sünneti sağ ayağını dikmen, solu da bükmendir." Ben kendisine:
"Ama sen bunu yapıyorsun!" dedim. Bunun üzerine:
"Ayaklarım beni taşımıyor" diye açıklamada bulundu."
* Nesai'nin rivayetinde şöyle denmiştir: "(Namazın sünneti) sağ ayağını dikmen, parmaklarını kıbleye yöneltmen ve sol (ayak) üzerine de oturmandır.”
Selam
* Amir İbnu Sa'd, babasından naklediyor: "Resülullah (s.a.v) (namazını tamamlayınca) sağına ve soluna selam verirdi, öyle ki ben (geride olduğum halde) yanağının beyazlığını görürdüm."
* İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (namazı bitince) sağına ve soluna selam verir, şöyle derdi: "Esselâmu aleyküm ve rahmetullah, es-selâmu aleyküm ve rahmetullah."
* Ebü Dâvud'un Vâil İbnu Hucr (r.a)'dan yaptığı bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resülullah (s.a.v) sağına, "esselâmu aleyküm ve rahmetullah ve berekâtuhu" diyerek, soluna da "es-selamu aleyküm ve rahmetullah" diyerek selam verirdi."
* Câbir İbnu Semüre anlatıyor: "Resülullah (s.a.v) ile beraber namaz kılınca, ellerimizle (işaret ederek): "Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi" demiştik -ve eliyle de iki tarafına işaret etti. -Resülullah (s.a.v) bunun üzerine:
"Ellerinizle neye işaret ediyorsunuz? Niye ellerinizi hırçın atların kuyruğu gibi (kıpırdak) görüyorum? Namazda sakin olun. Herbirinizin ellerini dizlerine koyup, sonra sağındaki ve solundaki kardeşine selam vermesi yeterlidir"
Hz. Âişe (r.a) anlatıyor: "Resülullah (s.a.v) selam verince: "Allahümme ente's-selâm ve minke's-selâm. Tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm" diyecek kadar otururdu."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://tawhed.yetkin-forum.com
 
Secdeler Ve Son hal
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Ehli Sunnet Menheci :: Darul-Erkam İlim meclisi.-
Buraya geçin: